İş Yerlerinde Gaslighting

Bugün sizlerle 2022 yılının kelimesi seçilen gaslighting konusundan bahsetmek istiyorum. Gaslighting bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir.

Son 10 yılda daha çok konuştuğumuz gaslighting aslında yüzyıllardır var. Ama bunun daha çok konuşulması, farkına varılması ve belki de sayısız makale yazılması son yılların en önemli sorunlarından sayılmasından kaynaklanıyor.

Tabii ki ben bu konuda bir psikolog veya uzman gibi yazmayacağım. Ben, “İş hayatında bu tip insanları nasıl fark ederiz ve bu insanlarla nasıl başa çıkarız?”ı, yaşadığım tecrübeleri size aktaracağım. 

Gaslighting yaşanan ikili ilişkilerde baskın olan birey idealleştirme, değersizleştirme ve gözden çıkarma şeklindeki üç aşamayı izler.

Yani karşımızdaki kişi çok zeki. Önce bunu kabul etmeli ve ona göre davranmalıyız. Ayrıca karşımızdakinin iyi niyetli olmadığını en başından anlamalıyız.

Şimdi bu aşırı zeki arkadaşlarımızın (İnanın öyle!) en önemli özelliği, çalışırken sizden istedikleri herhangi bir şeyi yazılı istememeleri ve en önemlisi siz yalnızken istemeleri. ? 

Çünkü size söyledikleri veya istedikleri o konuda siz geri bildirim sağladığınız zaman size tam tersi şeklinde davranacaklardır. Kesin bilgi.

Hadi örnekle anlatayım o halde. ?

Mesela çalıştığınız şirkette müdürünüz sizden bir rapor istiyor. Raporla ilgili birçok veriyi de sizinle paylaşıyor ama nasıl paylaşıyor? SÖZLÜ! Siz de can kulağıyla dinliyor, not alıyorsunuz ve başlıyorsunuz raporunuzu hazırlamaya. 

Raporunuzu hazırladıktan sonra da kendisine yolluyorsunuz. Siz bin bir özenle ve dikkatle hazırladığınız rapor için bir teşekkür e-postası beklerken şu şekilde bir e-posta alıyorsunuz:

Hazırlamış olduğun rapor benim seninle paylaştığım verilerle örtüşmüyor. Sen YANLIŞ ANLAMIŞSIN. Ben sana bambaşka bir şey söyledim, sen bambaşka bir hazırlık yapmışsın. Lütfen bir sonraki sefere biraz daha dikkatli ol!

E-postanın bilgi (CC) kısmında da siz yollarken kimseyi eklememiş ama kendisi cevap yollarken özellikle kendi müdürünü de eklemişse inanılmaz mahcup oluyorsunuz. Kendinize kızıyorsunuz “Ben nasıl yanlış anladım? Nasıl yanlış not aldım?” diye.

Üzerine yanlış anladığınız için bir de özür mail’i atıyorsunuz ve raporu tekrar hazırlamaya başlıyorsunuz. (Bu arada rapor asla umurunda değil bu zeki arkadaşımızın. Muhtemelen “Ben hazırlarım, daha fazla vakit kaybetmeyelim.” diye de geri dönüş sağlamış olacaktır bilgi kısmında ilgili ilgisiz kişilerin de olduğu e-postada!)

Şimdi bu ne kadar masum, değil mi? Ne kadar olabilir, değil mi? Tabii ki iş yaşamında yanlış anlaşılmalar olabilir, siz de yanlış yapabilirsiniz. 

Ama bu DEVAMLI oluyorsa, siz devamlı yanlış anlıyorsanız ya da size devamlı konuyu anlamadığınız söyleniyor veya ima ediliyorsa ve bu da özellikle aynı kişi tarafından yapılıyorsa burada KÖTÜ niyet olduğunu düşünün!

Lütfen düşünün ve onun sizi bu çukura çekmesine izin vermeyin. Çünkü bu tip kişilerle bir noktada uzlaşmak, konuşmak veya kendinizi ifade etmenizi neredeyse imkânsızdır.

Bu tip kişiler öncelikle sizin güveninizi elde etmiş kişilerdir. Yavaş yavaş size bu sistematik davranışı sergileyeceklerdir. Bunu neden yaptıklarına da çok kafa yormayın çünkü bu kişilerin en önemli özelliği gerçek KÖTÜ kişiler olmasıdır. Size kendinizi beceriksiz, değersiz, bilgisiz, hatta işe yaramaz hissettirmeye çalışırlar. Amaçları ne midir?  Kötülük, sadece kötülük. 

Peki, biz ne yapacağız da kendimizi bu tip çalışma arkadaşlarından koruyacağız?

O zaman size birkaç tavsiye vereyim. İşe yaradığını tecrübelerime dayanarak da belirtmek isterim. ?

1. Bilgilerini özel olarak doğrulayın.

Bu kişiler patolojik yalancılardır.

Gözlerini kırpmadan, yüzünüze açıkça yalan söyleyecekler. Yalanlarıyla karşı karşıya geldiklerinde şiddetli tepki verecekler, bu yüzden bilgileri doğrularken kendi özel kararınızı vermeniz en iyisidir. Sükunetle konuştuğunuz konuda tek tek ne konuştuğunuzu onlara aldırmadan tekrarlayın.

2. Karşı çıkmayın.

Rasyonelleştirme konusunda harikadırlar.

Kelimeler konusunda uzmandırlar. Asla son sözü söylemenize izin vermeyeceklerdir. Umursamayın.

3. Kendinizin farkında olun.

Bu iletişimde gaslighting ile nasıl başa çıkılacağına dair en önemli savunmalardan biri de kişisel kimliğinizi korumaktır.

Bir gaslighter, algınızı ve kendiniz için inşa ettiğiniz dünyayı yok etmeye çalışacaktır.

Temellerinizi yıkmak için ipuçları, şüpheler ve dedikodular kullanacaklar.

Siz ne olduğunuzu, neyin doğru olduğunu biliyorsunuz. Bırakın kendi kendine debelenip dursun. Emin olun, siz bu tipleri anladıysanız diğer insanların da anlaması mümkündür.

4. Tüm iletişiminizi yazılı hale getirin.

O getirmeyecektir tabii ki. Siz mutlaka ama mutlaka sizinle sözlü olarak kurduğu iletişimi yazılı hale getirip paylaşın. Yazılı olarak yolladığınıza sözlü cevap verecektir, siz yine yazılı hale getirin. Madem oyun oynamak istiyor, siz de oynayın bakalım. ?

5. Yapılana bir sebep aramayın.

Bu insanları anlamaya çalışmak, onların çukuruna düşmekten başka hiçbir şeye yaramaz. Karşımızdaki profesyonel bir kötü, unutmayın.

6. Haklı çıkmaya çalışmayın.

Bir konuda haklı olduğumuzu bilmek ve kendimizi ifade etmek son derece insani bir durumdur. Ama bu iletişim biçimi normal insanlar arasında olur. Karşımızdakinin norma olmadığını kabul etmiştik, değil mi?

7. Ve en kısa zamanda bu ilişkiye bir son verin.

Biliyorum, o kadar kolay değil. Hele ki iş hayatında bu çok daha zor. Ama bu tip kişilerle iletişimde olmak her gün duygusal bir işkenceye dönüşür. Ne kadar sağlam karaktere sahip olursanız olun, bu sürekli olunca insanı çok yıpratır. 

Bu sebeple kendinizi korumak adına ya şirkette varsa başka pozisyonlara başvurun ya da gerçekten yeni iş arayın. Bu pes etmek değil, kendinizi sevmek ve korumaktır. 

Son olarak şunu diyebilirim ki hayatımıza bu tip insanları, böyle kötülükleri almayalım. Zor ama imkânsız değil. İş yerlerinde geçirdiğimiz zaman, hayatımızın en önemli bölümünün geçtiği zamanlar. Bu zamanları kendimize fayda sağlayacak insanlarla ve faydalı konularla geçirmek en temel hakkımız.

KÖTÜLERLE uğraşarak zamanımızı ziyan etmeyelim!

Tuğba Şişik Reis

2022 yılı itibarıyla profesyonel hayatta 31 yılımı tamamlıyorum. Amacım kariyer hayatım boyunca yaşadıklarımdan yola çıkarak sizlere ilham olabilmek ve tecrübelerimle katkı sağlayabilmek. Devamını oku…

1 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir